24 Eylül 2013 Salı

Bu Hafta Neler Yaptım?

Meerhaba!
Yeni hayatıma alışma çabalarım haaala sürüyor, düzenimi tam oturtamadığım ve hayatıma yeni yeni şeyler eklendiği için şu sıralar önüme bakamıyorum. Dolayısıyla da yazı yazmaya pek zamanım olmuyor. Amma ve lakin ki bundan sonra buralarda olacağım, tabii internete bağlanabildiğim sürece! :/
Hala interneti karşı apartmandan çekmem dolayısıyla bilgisayardan internete bağlanmakta çok güçlük çekiyorum, hatta yeni keşfime göre sadece koltuğun tepesinde ve pencerenin önünde çekiyor; bel tutulması hoş geldin!
Haftanın en güzel olayı fotoğraf makinemi çantasından tekrar çıkarıp kullanmaya başlayabilmem oldu! Fotoğraf çekmeyi ne kadar özlediğimi anlatamam. Şu sıralar evden doğru düzgün çıkmadığımdan sadece evimin minik üyesi Çakıl’ın fotoğrafları var. Pisicikle yeni hayatımıza ve birbirimize iyice alışıyoruz artık. Hatta geçen hafta hastalıktan yataktan kalkamadığımda beni iyileştiriverdi 3 günde! J




Şimdilik makineden biraz korkuyoruz ama bu gidişle birkaç güne alışırız herhalde diye düşünüyorum.



Yeni evimize alışma safhamız süredursun, giysi odamı da yavaş yavaş düzenliyorum sayılır. Tek başına eve çıkınca fazla odaları ne şekilde değerlendirsem diye düşünüyor insan. E madem fazladan odam var, orası benim giysi odam olsun dedim –ve oldu! Hala giysilerim tam bir düzene kavuşamamış olsa da şifonyerimin düzenlemesi bitti!




Tabii ki küçük alışverişlerim olmadan evime alışamazdım, bu hafta bikaç şey aldım. Avon’dan bana göre geniş çaplı bir alışveriş yaptıktan sonra hadi bi’ de Watsons’a uğrayayım dedim. Neler almışım bir bakalım J




Benim için olmazsa olmaz bir eylem olan kitap okumaya fırsat bulamamam sinirlerimi baya bozsa da an itibariyle Ayşe Kulin’in “Dönüş” adlı kitabına başlıyorum. Ayşe Kulin’in eserlerini severim, bakalım bunda nasıl bir olay örgüsüne kaptırıp gideceğim?



Veee hayatımdaki en büyük değişiklik geliyor! Çok uzun bir aradan sonra hoş geldin dershane hayatı diyerek KPSS dershanesine yazıldım ve pazar günü büyük maraton başlamış oldu. Tabii ki çalışmayı sevmem ve notlarımı açıp okumaya istekli olmam için en önemli unsur defterdi. Bu defteri görünce sevimliliğine yenik düşüp bağrıma bastım ve Pazar günü içine hiç de hoş olmayan Öğrenme Psikolojisi, Matematik ve Tarih notları tutulmuş oldu.




İşte son bir haftam bu şekildeydi. Kısa süre sonra tekrar görüşmek üzere!

7 Eylül 2013 Cumartesi

Sombrenix'ten Çok Tatlı Bir Çekiliş Var!

Şu sıra sadece telefondan Bloglovin'le idare ettiğim için kapsamlı bir blogger araştırması yapamıyordum. İnternet bulunca hemmen daldım blogger a, veeee Sombrenix'e rastladım.

Sombrenix'in Ufak Bir Çekiliş adını verdiği bir çekilişi var efendim şu sıralar, linke tıklayarak çekilişe katılabilirsiniz, Sombrenix'in profilini de inceleyin mutlaka :)


Çekilişte de verilecek ürünler fotoğraftaki gibidir.

En kısa zamanda tekrar görüşmek üzereee :)

Sonunda!

Sonunda taşınma işlemlerimi bitirebildim, evimde şu an internet bağlantısı olmadığı için komşudan gelen çok zayıf bir bağlantıyla idare ediyorum maalesef :/ Olsun bu kadarı da yeterli diyip hemen yazımı yazmak istedim :)
Şu sıralar taşınma telaşından başka bir şey düşünemez oldum, o yüzden aldığım kitapları okuyamıyorum. Peki hangi kitapları mı aldım? Arka kapak yazılarıyla birlikte işte yeni kitaplarım, buyrunuz efendim :)


Stiletto- Sana Bir Sır Vereyim Mi? Öyleyse Biraz Yaklaş

"Vicky Harper...
Hala bekâr!
İnanabiliyor musunuz?

30 yaşını çoktan geçti. (Kimseye söylemeyin ama 34 yaşında!)
Kendi PR şirketini gayet başarılı biçimde yöneten güzel bir kadın o.
Ama en son "gerçek romantik randevu"su neredeyse bir asır önceydi!
Ne yapsa olmuyor! Aşk enerjisini çekmek için evini feng shui'ye göre dekore ettirmeyi bile göze aldı...

Durun bir dakika... İşler değişiyor galiba...
Çünkü Vicky'nin karşısına tam da aradığı şey çıkıyor...
"Evren"den dilediği her şeyi sipariş edebileceğini söyleyen bir "çekim yasası" kitabı... Artık yakışıklı, seksi ve üstüne üstlük düzgün bir erkek arkadaşa ve aradığı aşka kavuşabilecek...
Ama ne dilediğine çok dikkat etmesi gerekiyor.
Çünkü dilekleri her an gerçek olabilir!"


"İnsanın yaşı yaptığı işle hesaplanırsa eğer, ilk hikâyesinin yayımlanması üzerinden çeyrek yüzyıl geçen Buket Uzuner yirmi beş yaşında. Edebiyatta gümüş yılını kutlayan yazar, okurlarına ve kendisine bir armağan vermek için Gümüş Yaz'ı yazdı. Yazmakla geçen yirmi beş yıl onun yaşamının tam da Yaz mevsimine denk düştüğü için adını Gümüş Yaz koydu. Gümüş Yaz, bir edebî otoportre! Gümüş Yaz, bir Buket Uzuner kitabı."



"Gerçekler acıdır; acıtır, incitir...

Tam da hayatının yoluna girdiğini sandığı günlerde, önce annesinden gelen bir haber, ardından eski bir şapka kutusunda bulduğu mektuplar...

Deryanın, iki yıldır sümenaltı edilen gerçekleri bir tokat gibi öğrenmesi, onu dünyanın bir megakentinden ötekine savuracak, kaderi onu sarı bir sonbahar günü, açılıp açılmayacağını bile bilemediği bir demir kapının önüne kadar taşıyacaktır. 

Genç kız, acaba gizem dolu bu perdenin ardına geçebilecek midir?

Öğreneceklerini kabul edebilecek, kabul etse bile sindirebilecek midir?

O kapı açılırsa elbette...

Dönüş, aldatmanın, aldatılmanın, affetmenin, acıtan gerçeklerin romanı."


İşte yeni aldığım cicilerim, bir an önce okunmak için bekliyorlar!
Bundan sonra buralardayım, görüşmek üzere! :)